ZİYA DEVECİ

ZİYA DEVECİ

Kristal Kayması: Baş Dönmesinin Görünmeyen Anatomisi

Baş dönmesi yaşayan çoğu kişi, ilk anda tansiyon, stres ya da yorgunluk ihtimali üzerinde durur. Oysa bu ani savrulma hissinin arkasında vücudun en hassas mühendislik yapılarından biri olan iç kulak yer alır. İç kulakta yer alan yarım daire kanalları ve otolit organları, başımızın uzaydaki pozisyonunu algılayarak beyne saniyeler içinde doğru bilgiyi iletir. Bu sistem kusursuz çalıştığında, günlük hareketlerimiz sorunsuzdur. Ancak iç kulak kristallerinin yerinden oynamasıyla başlayan BPPV, yani kristal kayması, bu düzeni bir anda altüst eder.

Kalsiyum karbonattan oluşan bu kristaller, normalde jel benzeri bir yapıya bağlıdır. Görevleri, başın eğilme ve doğrulma hareketlerini algılamaya yardımcı olmaktır. Ancak yaş, darbe, stres, uykusuzluk, vitamin eksikliği veya ani hareketler gibi çok çeşitli nedenlerle bu kristaller bulunduğu yerden kopabilir. Kopan kristaller yanlış kanallara düştüğünde, beyne gönderilen denge sinyalleri bozulur. Sonuç ise ani, kısa süreli ve çoğu zaman kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen baş dönmesidir.

Kristal kaymasının en ilginç yönlerinden biri, belirtilerinin büyük ölçüde vücut pozisyonuyla ilişkili olmasıdır. Sabah yataktan kalkarken, yatağın içinde sağa veya sola dönerken, başı yukarı kaldırırken ya da ayakkabı bağlamak için öne eğilirken atakların belirginleşmesi bundan kaynaklanır. Aslında sistem, yer çekimine karşı oldukça duyarlıdır ve kristal yanlış yerde olduğunda en ufak bir hareket bile dengesiz sinyallerin oluşmasına neden olur.

Bu tablo çoğu zaman kişide korku ve panik yaratır. Baş dönmesinin kendisi kısa sürse de düşme korkusu, güvensizlik hissi, araba kullanmaktan çekinme, sosyal aktivitelerden uzaklaşma gibi duygusal etkiler uzun süre devam edebilir. Özellikle daha önce böyle bir atak yaşamamış kişiler için deneyim son derece sarsıcı olabilir. Fakat burada bilinmesi gereken en önemli gerçek şudur: Kristal kayması, vertigonun en tedavi edilebilir türlerinden biridir.

Doğru pozisyonlama manevraları ile kristaller yeniden yerine yönlendirilir. Bu manevralar, iç kulaktaki kristalin yerçekimi yardımıyla doğru bölgeye aktarılmasını sağlar. Bazı hastalar tek seansta büyük bir düzelme yaşarken, bazılarında birkaç tekrar gerekebilir. Manevra sonrası döneme kişinin uygun egzersizleri uygulaması, boyun ve denge kaslarını güçlendirmesi süreci daha da hızlandırır.

Kristal kayması yalnızca fiziksel bir durum değildir; kişinin psikolojisi üzerinde de ciddi etkileri vardır. Bu yüzden tedavi sadece manevra uygulamakla sınırlı olmamalı, kişiye durumu anlamasını sağlayacak doğru eğitim verilmelidir. Çoğu kişi problemin neden kaynaklandığını öğrendiğinde, kaygısı %50 oranında azalır. Çünkü artık yaşadığı şeyin tehlikeli değil, tamamen mekanik bir dengesizlik olduğunu bilir.

Sonuç olarak kristal kayması, basit ama etkisi büyük bir denge problemidir. Mikro ölçekteki bir kristalin bile tüm sistemi etkileyebilmesi, bedenimizin ne kadar hassas bir denge üzerine kurulu olduğunu bir kez daha hatırlatır. Yaşamın içinde fark etmediğimiz küçük detayların, aslında ne kadar büyük bir fark yaratabileceğini gösteren sessiz bir ders gibidir.

Kısacası: Dün dünya dönüyor gibi hissettiren şeyin, bugün bir manevrayla düzelebileceğini bilmek, hem tıbbi hem de insani anlamda umut veren bir gerçektir.

 
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yorumlar (0)

+ Yorum Yaz